Tanakül

TANAKÜL ( TANAQIL)

Aşağıdaki resim, bu günkü geleneksel Türk kültürüne çok yabancıymış gibi duruyor. Oysa tamamen Orta Asya kökenli bir halkın yani bizim atalarımızın 2500-3000 yıl önce İtalya’nın bu gün dahi Turkanya diye anılan bölgesinde kurmuş olduğu ve Avrupa devletlerinin ilk yüksek kültür ve ekonomik gücünü oluşturan Turani bir devletten ve onun muhteşem Baş Kam’ı ( Başkanı ) ANAKÜL veya Latinlerin deyimiyle Tanakül’ün gerçek hikayesini anlatmaya çalıştım..

Latinlerin bize Etrüskler diye servis ettikleri bu toplum, İtalya’nın Toscana bölgesinde MÖ. 1250 yılından beri yaşıyorlardı. MÖ.750’ler de güçlerinin zirvesindeydiler ( Gray 1844,1) Latin-Roma tarihi, Turan Kültürü esasları üzerine inşa edilen bir Aryan uygarlığı tarihidir ( I.Taylor. 1874.:6). Sadece Roma değil, Roma ile birlikte Grek sanatının etnolojik tarihini incelediğimizde “ Grek ve Roma sanatının Turan Uygarlığı üzerine inşa edilen iki örneğin olduğunu görürüz ( Ferguson 1874.).

Gelelim Tanakül’ün hikayesine.: Roma İmparatorluğunun Kraliyet döneminde ki üç hükümdardan birinin karısı, bir diğerinin öz annesi, sonuncusunun da manevi annesidir. Her üç kralı da Roma’ya Hükümdar yapan odur. Gerçek adını bilmiyoruz . “kül” eki Turkanlar’da kutsal anlamına geliyordu. Tıpkı Er Kül ( Batılıların Herkül dediği) ‘de olduğu gibi. O toplumun kutsal annesiydi. 12 devletli Turkanya Birliği istilacılar tarafından tahrip edilmeye başladığı zaman kocası ile birlikte arabayla, Birlik sınırları dışında ki, bir ileri karakolu durumunda olan, bataklık içinde ki Ruma köyüne geldiler. Anlatıya göre, Roma’ya gelirken yolda bir kartal Tarkun’un başındaki kalpağı kapıp gidiyor. Fakat bir müddet sonra gelip kalpağı tekrar yerine koyuyor (Dionysius’tan aktaran Bahofen 1870. 1-290. Ayrıca Gray 1.78 “ First Tarquinian Dynasty in Rome”). Tanakül, henüz uluslaşma sürecine girmemiş ve hiçbir toplumsal tarihi bulunmayan Roma halkına, o kartalın bir devlet kuşu olduğunu ve bunun Börklü Taç olduğunu, ağzı bir karış açık dinleyen halka anlatıyor.  Toplanan ahali derhal Tarkun’u kral seçiyor.  Kocasının tahta oturmasından hemen sonra Tanakül evine dönüp yün eğirmeye ve iplikten don ( Latincesi donga veya tonga) yapmaya devam ediyor.  Hiçbir siyasi olayın içine girmiyor, halkın içinde şifacı anne, örücü anne, fakirlerin koruyucusu kutsal anne, kâhinlerin annesi olarak bir ev kadını gibi basit hayatına devam ediyor.  Tarkun (Prescus) 37 yıllık hükümdarlığı sonunda eli bıçaklı  Latinler tarafından öldürülüyor. Tanakül herhangi bir otorite boşluğuna mahal vermeden, hemen insiyatif alarak Roma’nın kapılarını kontrol altına alıyor, Katillerin yakalanıp cezalandırılmasını sağlıyor.  Daha sonra yapılan seçimde, oğlu Tullus’un Kral seçilmesi gerektiğini uzun bir nutukla anlatıyor. Ne anlattığını, Tanakül’den 500 sene sonra yaşamış olan  Bodrum’lu Dionysius şöyle aktarıyor. “ Bir gün Tanakül’ün evinde ki kutsal ocak (adak ocağı) alevlerinden genç bir oğlan çocuğu çıkarak göğe doğru yükseldi. Olayı gören hizmetçi Okseria, hemen gidip olayı Tanakül’e anlattı. Tanakül bu olayı, kutsal ocaktan bir kral çıkacağı şeklinde yorumladı. Diğer aruslar da bu yoruma katıldılar.  Bakire Okseria bir gelin gibi süslenip hazırlandı ve o odaya kapatıldı.  Gece ilahi ruh onunla birleşti ve sonra Kral Tullus doğdu. “.  Tullus 40 seneden fazla tahtta kaldı ve sonunda gene eli bıçaklı Latin’ler tarafından o da öldürüldü. Bu dönemde Tüm İtalya halkları Tanakül’ü bir İlahe olarak kabul etmiş ve Kutsal tepedeki tapınağı etrafında dans ederek ayin yapıyorlardı.  Tullus’tan sonra, Roma’lı tarihçilerin “Superbus” (gururlu) lâkabını taktıkları. Öz oğlu Tarkun Süperbus tahta geçti (MÖ. 534-509). Tabii ki Suprbus’da diğer Tarkunlar gibi cinayete kurban gitti ve Latin tarihçilerin ifadesiyle “ Roma’da yabancı egemenliği devri kapandı”.  

Aşağıdaki resimde, sütun başlıkları ve kıyafetler dahil, Grek ve Roma kültürüne ait hiçbir desen, motif ve bezeme ögesi yoktur. Tamamı Turkan kökenlidir.

TANAQIL


The image below may seem very unfamiliar to today’s traditional Turkish culture. However, it depicts a story entirely rooted in a Turanian state, established by our ancestors of Central Asian origin 2500-3000 years ago, in the region of Italy that is still called Turkanya. This state was the first to bring high culture and economic power to European states, and I attempted to tell the true story of its magnificent Chief Shaman (Leader), ANAKÜL, or Tanakül, as the Latins called him.

The society that the Latins referred to as Etruscans lived in Italy’s Tuscany region since 1250 BCE. They were at the peak of their power around 750 BCE (Gray 1844,1). Latin-Roman history is the history of an Aryan civilization built on the principles of Turan Culture (I. Taylor, 1874:6). Not only Rome, but also Greek art alongside Roman art shows evidence of being built on Turan Civilization (Ferguson, 1874).

Now, let’s get to the story of Tanakül: During the Royal period of the Roman Empire, she was the wife of one ruler, the mother of another, and the spiritual mother of a third. She was the one who made all three kings rulers of Rome. We do not know her real name. The suffix “kül” meant sacred among the Turkan people, as in Er Kül (known as Hercules in Western cultures). She was the sacred mother of that society. When the 12-state Turkanya Union began to be destroyed by invaders, she and her husband traveled by carriage to a forward outpost called the village of Ruma, located in the swamps outside the Union borders. According to the legend, an eagle snatched the cap (kalpak) off Tarkun’s head while they were on their way to Rome but returned it a while later and placed it back (Bahofen 1870, quoting Dionysius, 1-290, and Gray 1.78 “First Tarquinian Dynasty in Rome”). Tanakül explained to the people of Rome, who had no national identity or history, that this eagle was a symbol of state power, known as the “Crowned Cap.” The assembled people immediately chose Tarkun as king.

After her husband ascended to the throne, Tanakül returned to her home, continued spinning wool, and making “don” (a garment, called “donga” or “tonga” in Latin). She never involved herself in political events, instead living a simple life as a healer, weaver, protector of the poor, sacred mother, and mother of oracles. Tarkun (Prescus) ruled for 37 years before being assassinated by Latins with knives. Without allowing any power vacuum, Tanakül immediately took the initiative, controlled the gates of Rome, and ensured the murderers were caught and punished. In the subsequent election, she gave a long speech arguing that her son Tullus should be made king. According to Dionysius of Halicarnassus, who lived 500 years after Tanakül: “One day, from the sacred hearth in Tanakül’s home (the altar), a young boy emerged from the flames and rose to the sky. Okseria, a servant who witnessed the event, immediately went to inform Tanakül. Tanakül interpreted this as a sign that a king would emerge from the sacred hearth. Other augurs agreed with her interpretation. Virgin Okseria was dressed up like a bride and confined to that room. That night, a divine spirit united with her, and later King Tullus was born.” Tullus remained on the throne for more than 40 years before also being killed by the knife-wielding Latins. During this time, all the peoples of Italy accepted Tanakül as a goddess, and they performed rituals around her temple on the Sacred Hill.

After Tullus, her own son Tarkun Superbus, nicknamed “Superbus” (the proud one) by Roman historians, took the throne (534-509 BCE). Of course, Superbus also fell victim to murder, and as the Latin historians put it, “the era of foreign dominance in Rome ended.”

In the image below, including the column capitals and clothing, there is no design, motif, or ornament belonging to Greek or Roman culture. Everything is of Turkan origin.