Deli Dumrul 1

“Meğer Han’ım, Oğuz’da Duha Koca oğlu Deli Dumrul derlerdi bir er var idi. Bir kuru çayın üzerine bir köprü yaptırmıştı. Geçeninden otuz üç akçe alırdı, geçmeyeninden döve döve kırk akçe alırdı. Bunu niçin böyle ederdi? Onun için ki benden deli, benden güçlü er var mıdır ki çıksın benimle savaşsın der ki, benim erliğim, bahadırlığım, kahramanlığım, yiğitliğim Rum’a, Şam’a gitsin, ün salsın der idi. Meğer bir gün köprüsünün yanında bir bölük oba konmuştu. O obada bir iyi güzel yiğit hasta düşmüştü. Allah’ın emriyle o yiğit öldü. Kimi oğul diye, kimi kardeş diye ağladı. O yiğit üzerine dehşetli kara feryat koptu. Ansızın Deli Dumrul dörtnala yetişti. Der: Bre kavatlar, ne ağlıyorsunuz, benim köprümün yanında bu gürültü nedir, niye feryat ediyorsunuz dedi. Dediler: Han’ım, bir güzel yiğidimiz öldü, ona ağlıyoruz dediler.

Deli Dumrul der: Bre yiğidinizi kim öldürdü? Dediler: Vallah bey yiğit, Allah Tâala’dan buyruk oldu, al kanatlı Azrail o yiğidin canını aldı. Deli Dumrul der: Bre, Azrail dediğiniz ne kişidir ki adamın canını alıyor, ya Kâdir Allah, birliğin varlığın hakkı için Azrail’i benim gözüme göster, savaşayım, çekişeyim, mücadele edeyim, güzel yiğidin canını kurtarayım, bir daha güzel yiğidin canını almasın dedi. Çekildi döndü Deli Dumrul evine geldi””.
Hak Tâala’ya, Dumrul’un sözü hoş gelmedi. Bak bak, bre deli kavat benim birliğimi tanımıyor, birliğime şükür kılmıyor, benim ulu dergâhımda gezsin, benlik eylesin dedi. Azrail’e buyruk eyledi kim ya Azrail, var ve o deli kavatın gözüne görün, benzini sarart dedi, canını hırıldat al dedi.
Deli Dumrul kırk yiğit ile yiyip içip otururken ansızın Azrail çıka geldi. Azrail’i ne çavuş gördü ne kapıcı. Deli Dumrul’un görür gözü görmez oldu, tutar elleri tutmaz oldu. Dünya alem Deli Dumrul’un gözüne karanlık oldu. Çağırıp Deli Dumrul söyler, görelim han’ım ne söyler:

Crazy Dumrul I

CRAZY DUMRUL I

There was a valiant man whose name was Crazy Dumrul the son of Duha Koca in the homeland of Turks, in Oğuz land. He had a bridge built over a dry stream. He took 33 coins from the ones who passed the bridge, and he took 40 coins who didn’t use bridge, by beating them. He was saying: “is there a man stronger then me, crasier than me, my name will spread all over the world. One day a tribe settled near his bridge. There was a young valiant man in the tribe. He was ill and he died. Everbody was so sad, they cried. Crazy Dumrul came and asked why they were wailing. They said “a young valiant man died.” Crazy Dumrul asked: “who killed your valiant?” They answered: “God ordered, red winged angel of death, Azrail came and took off his soul”.
Crazy Dumrul prayed to God to, let him see Azrail and let him fight Azrail and take back the valiants life. God didn’t like Dumrul’s wishes and ordered Azrail let himself to be seen by Dumrul, make him ill and take his soul.
Crazy Dumrul was at dinner with 40 valiants. Azrail suddenly came. When Crazy Dumrul saw Azrail, his eyes began not to see, his hands began not to hold, he became ill and said these words to Azrail:

(the story continues at Crazy Dumrul II)