Yecüc İle Mecüc

Yecüc ile Mecüc bir kıyâmet belirtisidir. Bugünkü Tevrat’ta “Gog ile Magog” yani Türkçe söylenişi ile “Gomer ve Mecuc” olarak geçer ve bunların Hz. Nuh’un oğullarından biri olan Yasef’in oğullarıdır (Tekvin X-2). İslam söylencelerinde bu varlıklar çok irdelenmiş ve fantastik tarifleri yapılmıştır. Bir hikâyede bunlar o kadar kalabalıklaşırlar ki, Dicle ve Fırat nehirlerinin suyunu içerek kuruturlar. Taberi Tarihi’nde Yecüc ile Mecüc Ermenistan ve Azerbeycan Dağlarının arkasında otururlardı. İranlı tarihçi Demirî’ye göre bunların kulakları o kadar büyüktü ki yatarken onları yastık olarak kullanırlardı. Rastladıkları fili, domuzu ve yılanı yerlerdi. Mekke ve Medine’ye giremezlerdi. Kimi tariflere göre boyları bir karışı geçmez, kimi tanıma göre de 120 çam ağacı boyundadırlar. Bir başka türleri de güvercin gibi sesler çıkartır ve canlı yılan yiyerek beslenirler, uzun kılları onları hem sıcaktan hem de soğuktan korurdu. Büyük İskender’in yaptığı seddi yıkmağa kalktıklarında seddin yıkılan kısmı tekrar kendi kendini onarırdı. Hafik Efendi’nin “Ahvâl-i Kıyâmet” adlı eserinde bunların erkeklerinin sakalları olmadığı, yalnız bıyıkları olduğu, dişilerinin ise her seferinde iki bin bebek doğurduğu ve hayvanlar gibi çiftleştikleri, başka yerlere yağmur yağdığı zaman bunları üzerine sadece yılan yağdığı belirtilir.

Yecüc ile Mecüc Kur’an’da 2 yerde geçmektedir. Birincisi, Zülkareyn (Büyük İskender)’in onları durdurmak için büyük bir set yaptırması (Kef s.94), diğeri de önleri açıldığı taktirde her tepeden akın akın inecekleri (Enbiya 96) dir.

Resim Kef suresinde belirtilen seddin yapılışı ile ilgilidir. İslam inanç sisteminde Yecüc le Mecüc genelde Hz. Hızır, Hz. Zülkareyn (Büyük İskender) ile birlikte anılır. Genelde Kur’an’da Hz. Zülkareyn’den açık açık Büyük İskender olarak bahsedilmez. Ancak gerek efsaneler, gerek tarihçiler Kur’an’da Zülkareyn olarak adlandırılan kişinin Büyük İskender olduğunda mutabık olmalarına rağmen bir kısım sanatçılar aynı kompozisyon içinde her ikisini de ayrı ayrı betimlemeyi tercih etmişlerdir. Bu resimde aynı görüş ışığı altında yapılmıştır.

Yecüc and Mecüc

Yecüc and Mecüc are doomsday signs. In Torah they are called “Gog and Magog”. They were the sons of Yaphet who was one of the sons of Noah. (Tekvin X -2). In Islamic narratives, those creatures were much scrutinized and fantastic definitions of them were made. In one narrative they were reproduced so much that they dried up the Fırat and Dicle rivers water by drinking. In Taberi history Yecüc and Mecüc were living behind Armenia and Azerbaijan mountains. According to Iranian historian Demiri their ears were so big that they were using their ears as a pillow when sleeping. They were eating elephants, pigs and snakes. They could not enter to Mecca and Medina. According to some descriptions their length was not more than a human hand. According to some other descriptions, their length was 120 pine trees long. One of the type of these creatures voices were like pigeons, they were eating living snakes, their body hair was protecting them from heat and cold. When they were trying to destroy the wall of Alexander the Great, the wall was repairing itself. In Hafik Efendi’s “Ahval-i Kıyamet” book it was described that the male of them had no beards only moustaches. Females were giving every birth 2000 babies. They were copulating like animals. When the weather was wet the snakes were raining down on those creatures.

Yecüc and Mecüc mentioned in Quran in two Surahs. First of them was Zülkarneyn’s (Alexander the Great) building a Wall to stop them(Quran,Kehf,s.94). The second one is, if the wall was opened they would spread from every hill (Quran,Enbiya,s96).

The Picture is about building the wall mentioned in Kehf Surah. In Islamic belief Yecüc and Mecüc mentioned with Hz. Hızır and Hz. Zülkarneyn(Alexander the Great). In Quran Hz. Zülkarneyn is not clearly associated with Alexander the Great. Some epics and historians associated both of the two person as the same man. Some of the artists described Zülkarneyn and Alexander the Great separetely in composition. This picture was made in the same opinion.